Beyazıt’ta sokakta yaşayan kedileri işkenceyle öldüren katil, Şirine’yi pencereden aşağı atan Elanur Pilici ve daha niceleri ertelemesiz, indirimsiz, en üst hadden hapis cezasıyla tutuklanmalıdır!
Beyazıt kedilerine hem yurt ve İ.Ü. kulüp öğrencileri hem esnaf hem de sokakta yaşayan evsizler bakıyordu. Beyazıt’ta 20 yıldır emek veren yerel hayvan koruma gönüllüleri dahil, hayvanları yaşatmak için onca çaba veriliyorken, bugün katillerin durdurulması için hiçbir şey yapılmıyor.
Beyazıt’taki katilin özellikle bir yetişkin kedi hariç yavru kedileri seçerek şiddet uygulaması bilinçli ve planlı bir kötülükle bu katliamı gerçekleştirdiğini gösteriyor. Ancak yetkililer vahşete sessiz kaldığı, soruşturma bile yürütmediği ve hayvanlar için adil yargılama yapılmadığı için katil hala aramızda, serbest geziyor.
Beyazıt kedileri gibi sokakta yaşayan hiçbir hayvan yalnız değildir. Kedileri değil, katilleri topla!
Basın Açıklaması: Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve İstanbul Üniversitesi Vegan Topluluğu (İÜVT)
Beyazıt kedilerine hem yurt ve kulüp arkadaşlarımız hem esnaf hem de sokakta yaşayan evsizler bakıyordu. Hayvanları yaşatmak için onca çaba veriliyorken, katillerin durdurulması için hiçbir şey yapılmıyor.
Beyazıt’taki katilin özellikle bir yetişkin kedi hariç yavru kedileri seçerek şiddet uygulaması, bilinçli ve planlı bir kötülükle bu katliamı gerçekleştirdiğini gösteriyor.
Bunun gibi daha önce de hayvanlara işkence içeren pek çok saldırıda gördüğümüz üzere failleri patolojize ederek, akıl hastası denilerek cezasızlığı ve adaletsizliği meşrulaştıran söylemleri de kınıyoruz. Kasıtlı planlı öldürme ve dakikalar süren işkence eylemleri nasıl münferit olay,delilik veya öfke nöbetleri olarak değerlendirilir?
Hayvan katliamının sorumluları örgütlü şiddet söylemini yaygınlaştıran siyasiler, ve belediyelerdir. Görev ve sorumlulukları arasında bütçelerinin en az %8’ini hayvanlar için kullanmaları gerekirken sokak hayvanlarına açlığı, susuzluğu, tecriti ve ölümü reva gören tüm belediyelerden de hesap sorulmalıdır.
Polis devletinin gözetimi altındaki tüm meydanlarda hayvanlara, kadınlara,lubunyalara şiddet uygulanırken kamera kayıtlarına ne hikmetse yine ulaşılamıyor!
Kağıt üzerinde geçen hapis cezalarının hepsi 3 yılın altında kaldığı ve sicillerine işlenmediği için asıl katiller “başıboş” bir şekilde sokaklarda, aramızda dolaşmaya devam ediyor.
Sokakta yaşayan hayvanların aşılanıp, kısırlaştırıp, tedavi edilerek sokaklarda, gözümüzün önünde yaşamaya devam etmesinin adil ve etik olan tek çözüm olduğunu biliyoruz.Hayvanlara yüklenmeye çalışılan, ancak belediyelerin sorumluluktan kaçmasından kaynaklanan mevcut durumun tek çözümünün, ortadan kaldırılmaya çalışılan Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesinin uygulanmasından geçtiğini biliyoruz. Uygulanmamış olan bir kanun maddesinin kaldırılması halinde sorunlara çözüm bulunabileceği iddiasının gerçekçi ve mantıklı olmadığını yıllardır deneyimliyoruz.
Hayvanları kurtulmanız gereken bir “sorun” olarak değil kentin, köyün “yaşam bileşeni” olarak görün ve onların da hak sahibi olduğunu; bu hakların korunması ile sorumlu olduğunuzu unutmayın.
Tüm türler için bir arada eşit özgür yaşam ve adalet mücadelemiz sürecek.
