Türkiye’de sokak hayvanlarının konumu, akıbeti ve popülasyonu sonlanmayan bir mesele haline geldi. Peki neden? Hayvan hakları savunucuları öncelikle yasalardan çok uygulamalardaki problemlere dikkat çekiyor. (Gezegen24.com, 24.01.2024)

Türkiye’de belli bir kesim, “Sahipsiz köpeklerin yeri sokak değil barınak” diyor, belli bir kesim de sokak hayvanlarını korumaya, sahiplendirmeye, beslemeye ve onlarla ortak bir yaşam kültürü sağlamaya çalışıyor.
Yetkililer ise sokak hayvanlarını “etrafta başıboş dolaşarak insanlara saldıran canlılar” olarak hedef gösteriyor, bunun sonucunda köpeklerin toplatılması, ormana ya da şehir dışındaki ücra yerlere atılmasının da önü açılıyor.
Belediyeler de düzenli olarak toplama yaptıklarını, sokak hayvanlarını barınaklara yerleştirdiklerini ve görevlerini yerine getirdiklerini söyleyerek, ezberlerini sürdürüyor. 1910’da gerçekleşen Hayırsız Ada toplu sürgün ve katliamından bu yana 2024 yılında sokak köpeklerinin akıbeti hala tartışılıyor. Türkiye’de sokak hayvanlarının sayısına dair ise net bir veri yok. Ancak tahminler bu sayının 10 milyon civarında olduğunu söylüyor.
Türkiye’de sokak hayvanları ne durumda? Sokak hayvanlarının akıbeti neden süren bir tartışma? Sokak hayvanlarının sorun olarak gösterilmesindeki faktörler neler? Hayvan hakları savunucularından dinliyoruz.
Hayvanlara Adalet Derneği’nden avukat Barış Karlı, köpekler üzerinden suni bir gündem yaratıldığını belirterek, “Köpekler sistematik bir şekilde hedef gösteriliyor” diyor.
Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nden (HAKİM) avukat Hacer Gizem Karataş da Karlı ile aynı görüşte:
“Şu anda hayvanların sayısı üzerinden tartışmalar büyütülmeye çalışılıyor ve popülasyona artık kısırlaştırmanın çözüm olamayacağı konuşuluyor.”
Hayvan hakları savunucuları sorunun yasalardan çok uygulamalardan kaynaklandığının altını çiziyor.
Röportajın tamamını bu bağlantıdan okuyabilirsiniz.
